Thursday, October 11, 2007

(umarim)

Neden o gece o kadar kisi toplandik bilmiyorum. Aslinda hala da merak ediyorum. Bir cekim var hissediyorum. Biraz onumuzde bir kiz agliyor. Uzuluyorum ama yanina gidemiyorum. Cekimden uzaklasmak istemiyorum. Aylar sonra bu sefer ben agliyorum o kiz karsimda oturuyor. Elinden geleni yapiyor artik ne yapabilirse..

Oturdugum masada gozumu hafiften kaldirip gri bir goruntunun onumden gecmesini umuyorum, son bir kac gundur pembe olan gri bir siluetin. Guzel bir plan yapiyorum ve serinlige acilan o kapinin arkasina saklaniyorum. Cok fazla surmuyor serinligin icinden yuzume ilik bir ruzgarin carpmasi.... Parmagimla uzaktan gecen bir kac kurnaz arkadasi gosteriyorum. Onlar da sinsice agaclar arasindan birbirlerine bizi gosteriyorlar. Cok egleniyorum. Cok sonrasinda onlarla ilgili bir masal yaziyorum. Daha da cok egleniyorum..

Radyoyu saatine uydurmayi yine basariyorum. Hemen karsimiza cikan hafif yokusun sonundaki kirmizi isiga bayiliyorum. Cunku oturdugum yerden hic ama hic goremiyorum. Tunellerden asagi suzulurken solumdaki cami acip serinligi yuzumde hissetmek istiyorum ama hemen vazgeciyorum. Sagimdaki ilikliga kendimi birakiyorum. Iyi ki dandik bir oyuncak almisiz diyorum kendi kendime. Karanlik yol ayrimina geldigimde ise yazacagim masalin temellerini atiyorum kendimce. 2 resim arasindaki 2 farkin sadece 2 gun mu oldugunu yoksa onumde duran 2 ayri yol mu oldugunu tahmin etmeye calisiyorum. Hic bir ipucum olmadigi icin vazgeciyorum. Donuste ise guneyden kuzeye, yokus asagi cami aciyorum.. Serinligi derinliklerimde hissediyorum.

Irtifa kaybederken masalima son seklini veriyorum. Bogazlardan daha once hic ugramamis oldugumuzu seciyorum ve davet ediyorum. Yakin bir yerden yanik kokusu aliyorum! Her zamanki kirmizi kiyafetime uygun olarak "hohoho" diyerek cantami aciyorum.. Bambaska kirmizi olmayan dandik oyuncaklar cikariyorum.. O gun icin gorevimi tamamliyorum. Yoruluyorum ve her gun ayri bir ozen gosterdigim koca bir yumagi teslim ediyorum. Uyumak istiyorum ama istemiyorum..

Ve 2 ay once tam bugun ayrima gelmeden once bu satirlari yaziyorum:
Bir tesadüf oldu tilkilerin bile gözlerine inanamadığı. Hepsi dakikalarca bakakaldılar gözlerini ayıramadan..
Sonradan radyo dinlendi; sözlükler karıştırıldı bir anlam için. Çıkan sonuç bir tebessüm yarattı suratlarda..
Bir kitap yazıldı. Yoktu başlarda bir manası. Sonlarına bir heyecan katıldı renkler, yağmurlar ve hayvanlarla..
Ve bir masal yazıldı tilkilerin başrolunu üstlendiği. Onlar devamlı takip ettiler iki yol ayrımına gelene kadar..
Ve çok sevdikleri boğazlara birer düğüm atıldı seçim yaklaştıkça, 2 yola giden 2 fark gitgide yoğunlaştıkça..

Ve artik 2 resim arasindaki 2 farkin ne oldugunu ogrenmis olarak bu satirlara bir satir daha eklemek istiyorum:

Ve dugumler, icindeki 2 farki aradigimiz 2 farkli resim oldu, koptu gitti, bogazin karsi kiyilarina dustuler. Ilk bulanlar alip cuzdanlarina yerlestirdiler..

son kez agliyorum..

Radiohead - Reckoner

1 comment:

Unknown said...

yazin iki kisilik evet ama konu evrensel...yol ayrimlari ve bogazdaki dugumler!!dugumler gevseyecek, yollar
ise tekrar tekrar ayrilacak, bi sekilde bi yerde, belli belirsiz ama kesinlikle...cok guzel olmus yazin, devamini bekliyorum:)