Wednesday, August 12, 2009

yazmamak utanmaktir

Su an facebook'a girin ve insanlarin kendileri icin tanimladiklari seylere bakin, veya sozluk yazarlarinin kendi basliklari altina yazdigi seylere bakin. Herkesin uc asagi bes yukari benzer tabirlerle kendileri hakkinda hafif alayci tabirlerle yergilerine denk geleceksiniz. Uzun zaman sonra actigim blogumda ben de benzer tabirlere denk geliyorum: "Sacmaliklarim". Insanlar genelde toplum icinde sosyal cevrelerindeki noktalarini fazla riske etmeyip "ukalalik-alcakgonulluluk" cizgisinde ukalaliktan uzak durmaya calisiyor. Senin, benim, herkesin yaptigi gibi. Istisnai durumlar yok degil.

Simdi butun bunlari neden soyledim bu noktaya geliyorum. Bu yaziya hazirlanana dek kendime pek cok laflar hazirlamistim. Tembelligime, usengecligime, buraya, kendi evime aylardir ugramadigima, hayirsiz bir baba/evlat olduguma dair pek cok soyleyecegim vardi. Anlasilan yukarida anlattigim gibi modaya uygun bir ozelestiri olacakti giris cumlelerim. Oturup "new post" butonuna basinca, biraz da eski yazilari karistirinca isler biraz degisti. Ozelestirimin de (oz)elestirisini yapinca bu hayirsizligin boyutlarinin buyuk olmasinin sebebini bir "utanma" duygusuyla aciklayabiliyorum.

Genclik hikayelerime daha dogru tabirle gunluklerime bakmaya kiyamam pek. Utanmak mi denir o hisse bilemem ama yas farkinin getirmis oldugu bagil olarak fazla bilgelik, hayati tanimislik biraz da simariklik insan yuzunde limon yemis gibi bir his biraktiriyor. Fakat son ziyaretimden bu yana bakiyorum da 1 yil bile gecmemis. Eski yazilarima goz atiyorum. Limon yemis olmaktan ziyade, tebessumle karsiliyorum pek cogunu. O yuzden boylesi bir utanma duygusu olmasa gerek icinde bulundugum.

2008 yilinin sonunda "yazmak utanmamaktir" diye bir yaziya baslamistim. Hatirladigim kadariyla yazma konusunda insanin en buyuk ilham kaynaginin kendisi oldugu, o yuzden yazilarin bir nevi insanin kendisiyle yuzlesmesi anlatan bir yazi olacakti. Simdi ise en cok sevdigim o tezat ve kelime oyunlarini uygulayinca soyle bir cumle cikiyor karsimiza ve tam da 12'den vuruyor: "yazmamak utanmaktir"

Evet tam anlamiyla boyle oldu diyebilirim. Hesaplari karistikca, defterlerini acmak istemeyen bir muhasebeci veya bir iki dersten kaldiktan sonra okula ugramak istemeyen, uzattikca uzatan bir ogrenci dusunebilirsiniz. Artarak artan bir "utanma" fonksiyon gibi. Buralari bir sure yalniz biraktiktan sonra daha da girip bakmaya utandim, daha da yazmadikca daha da utandim. Bir kac kez buna dur demek amacli bir kac yeni yazi denemesinde bulundum. Su an icin hepsi bitirilmemis postlar olarak yayinlanmayi bekliyorlar.

Bu sure zarfinda hic yazmadim desem yalan olur. Yarim kalan yazilar haricinde baska bir blog projesi icin kollari sivayip farkli iceriklerde bir iki yazi cikti elimden. Zaman zaman eksi ortamda fevri dil dokmeler yasandi. Bir de farkli bir proje icin ayri bir yazim oldu. Hazir bu isi tekrar elime aldim o yazilarimi da icerikleri elverdigince yazilma tarihlerine gore bloguma yerlestirip bosluklari doldurayim istiyorum.

Kucuk hesaplarima tekrar goz atip, kendi evime hosgeldim diyorum. Konusmayi bir kenara birakip ise koyuluyorum.

Boards of Canada -In a Beautiful Place out in the Country

1 comment:

tuhaf kız said...

Tam bu yazıya "Evine hoşgeldin" yorumunu yazmalıyım diyordum ki, gülümsedim, biri lafı ağzımdan almış :)